Dan Gilroy'un ilk uzun metraj filmi olan Nightcrawler, kurgu ve gerçeklik konusuna değiniyor. Filmin başrolündeki Lou Bloom(Jake Gyllenhaal), insani duygularını rafa kaldırmış, işine odaklanmış ve kazanmak için her şeyi mübah gören ruh haline bürünmüş asabi beşer motifidir. Karakterin mottosu: "Piyangoyu kazanmak istiyorsan, bilet alacak parayı bulmalısın" şeklindedir. Hırslı adam 'bilet alacak parayı bulmak' adına birçok işe girmeye çalışır.
Lou, şehirde geceleri yaşanan olayları tüm çıplaklığıyla küçük el kamerasına çekmeye karar verir. Haber ajanslarına çektiği görüntüleri bağımsız bir muhabir olarak satmaya başlar. Bu ajanslardan aldığı tepkilere göre çekim tarzını değiştirmeye çalışır. Gazeteciliği tutkuyla yapmaya başlayıp ve sonrasında saplantılı korkunç bir haline dönüşür. Bu saplantıyı tetikleyen şey ise piyangoya giden yoldur. Piyango ise reyting ve paradır. Saplantıya dönüşen bu hırs, bir noktadan sonra Lou'yu kazaları, ölümleri kurgulayan birine çevirir. Medya üzerinden yapılan toplumsal şiddete bir güzelleme yapılmıştır. Medya çalışanlarının gerçeklikten kopup kurgusal yaşadığına da atıfta bulunmuşlardır. Film, bir gazeteci adayı olarak beni konusuyla zaten çekmiştir. Haklı bulduğum eleştiriler vardır. Gazetecilerin mesleğine olan tutkusu yerini basın etiğini unutan ve yalnızca piyangoyu(reyting) düşünen birine çevirdiğinde kanla beslenen kişilere döndürür. Bu basında sıkça görülen bir durumdur. Kamuoyu bilgilendirme gayesi zamanla ticari kaygısı olan bir bireye çevirir.
Bkz: Nightcrawler (Fragman)
Hiç yorum yok:
Yorum Gönder